Popüler Yayınlar

28 Haziran 2011

En Yakışıklı Kim?

1.Kıvanç Tatlıtuğ

2. Çağatay Ulusoy

3. Burak Özçivit

4. Tolgahan Sayışman

5. Mehmet Günsür

6. Tolga Karel

7. Engin Öztürk

8. Erman Burmalı

9. Özgür Çevik

10. Engin Altan Düzyatan




En Güzel Bayan Kim?

1. Beren Saat

2. Tuba Büyüküstün

3. Meryem Uzerli

4. Farah Zeynep Abdullah

5. Merve Boluğur

6. Ceyda Ateş

7. Serenay Sarıkaya

8. Saadet Işıl Aksoy


9. Sedef Avcı

10. Nur Fettahoğlu



Monte Carlo Geliyor!!!

Bu hafta ABD'de vizyona girecek olan filmin çok yakında Türkiye'de de yayınlanması bekleniyor.
3 genç bayan Paris'e seyahatlerinden sonra kendilerini Monte Carlo'da buluyorlar. Başlarına  gelen olayları anlatan bu filmin fragmanı...

27 Haziran 2011

Öyle Bir Gider Ki!

Muhteşem finaliyle sezona veda eden dizi Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin yeni sezonuyla ilgili söylentiler çıkmaya başladı. Fırsat bu fırsat hemen dedikodumuzu yapalım dedik.

Sezon finalinde Balıkçıyı vuran Ali Kaptan diziden ayrılıyor mu?
Önce balıkçıyı vurdu sonra da vuruldu.Bir kaynaktan aldığımız habere göre dizinin Ali Kaptanı Erkan Petekkaya reytinglere rağmen aldığı ücreti yetersiz bulunca ücretine zam istedi. Aksi takdirde diziyi bırakacağını da açıklayan Petekkaya'yı ikna ederlerse kalacak edemezlerse büyük bir ihtimalle Ali Kaptan öldürülecek.

Doğruyu söylemek gerekirse ki gerekir...
Eğer Ali Kaptan yoksa Seyirci Kaptan da yoktur.
Bana göre Ali Kaptan giderse reytingler büyük bir hızla düşecek.

Kaynak: Milliyet Gazetesi

21 Haziran 2011

Şafak Vakti Fragman


(youtube)

Merve Boluğur Modası


 

Bu kostümle poz vereli uzun zaman geçti belki ama Merve Boluğur'a çok yakıştırdığımız için yorum etmeden geçemedik.

Elbisenin askılarının kırmızı olması onun Küçük Sırlar dizisindeki tarzını baya yansıtmış. Elbisenin arka kısmı ise çok tarz olmasının yanında ayakkabısıyla çok uyumlu olmuş.

Dudağında kullandığı kırmızı ruj ise elbisenin askılarıyla çok şık bir kombine olmuş.

Biz bu elbiseye 10/10 verdik.

16 Haziran 2011

Çağatay Ulusoy Röportaj



“Adını Feriha Koydum” dizisindeki rolüyle dikkatleri çeken Çağatay Ulusoy, şimdi de kendinden 15 yaş büyük menajeri Selin Boronkay’la birlikte olduğu söylentileriyle gündemde



Biz de diziyi, şöhreti, hayranlarını konuşmak için Ulusoy’la buluşmuşken, Boronkay’ın yanında olmasını fırsat bilip iddiaları muhataplarına sorduk.
Genç yaşta başarıyı yakaladın ve genç kızların yeni gözdesi oldun. Nasıl hissediyorsun kendini? 
- Tanınmış olmamı Best Model yarışmasına borçluyum aslında... Ama açıkçası bu kadar ilgi beklemiyordum. 
Şöhret nasıl bir şeymiş?
- Hayatımı değiştiren pek bir şey yok. Yine istediğim yerlere gidiyorum, istediğim gibi dolaşıyorum. 
Zamanla insanların ilgisinden sıkılacağını düşünüyor musun?
- Bilmiyorum. Tek bildiğin, şu an çok hoşuma gidiyor. 
Best Model yarışmasından çıkanlar bir süre mankenlik yaptıktan sonra başka bir alana yöneliyor. Ama biz seni direkt oyuncu olarak tanıdık. Neden mankenlik yapmadan oyunculuğa başladın? - Ben aslında iyi bir proje gelmeden dizi sektörüne geçmeyi düşünmüyordum. Yarışmadan sonra yurt dışına çıkıp, biraz daha modellik yapıp kendimi göstermeyi, adımı duyurmayı planlıyordum. Ama “Adını Feriha Koydum” teklifini hem kadro hem de oynadığım karakter nedeniyle düşünmeden kabul ettim.


YARIŞMADAN İKİ SAAT
SONRA DİZİ TEKLİFİ GELDİ
Böyle başarılı bir kadroda yer almak senin şansın mı? 

- Allah’ın sevdiği kulu olabilirim. Best Model yarışması bitiminden iki saat sonra dizi teklifi geldi. O aslında başka bir diziydi, yaşımı küçük buldukları için şu an yer aldığım diziye yönlendirdiler.
Bu arada, mankenlik kariyerin ne olacak?
- Yürütebildiğim kadar gidecek. Zaten nisan ayı sonunda dünya çapında kainat yarışması var, ona hazırlanıyorum. Üç yıl sonra da kendimi geliştirip yurt dışına açılmayı planlıyorum. 
Sen çocukluğundan itibaren oyuncu olma hayalleri kuranlardan mıydın? 
- Lise yıllarından beri bu isteğim vardı. Yarışmadan önce Ayla Algan’dan oyunculuk dersi aldım. Mankenlik gerçekten aklımda yoktu. Arkadaş çevrem sayesinde yarışmaya katıldım. 


MERDİVENLERİ KOŞARAK
TIRMANIYOR GİBİYİM
Best Model’a katılırken, oyunculuğa geçiş yolunda önemli bir basamak olur diye mi düşündün?

- Yok, yarışmaya girersem oyunculuğa geçerim gibi bir düşüncem olmadı. Yarışmaya girip ismimi duyururum, burada ve yurt dışında modellik yaparım diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Merdivenleri basamak basamak değil de koşarak çıkıyorum sanki. Haftanın altı günü çekime gidiyorum, setten çıkıp eve dönüyorum. Vaktim oldukça ailemle görüşüyorum, senaryoma çalışıyorum, kitap, spora gidiyorum. Bir de arada gitar çalıyorum. 
Hayatta hep böyle şanslı mısındır? 
- Bu zamana kadar hep şanslıydım. 


HERKES ALIŞSIN, HEP
BİR ARADA OLACAĞIZ
Hazır Selin Boronkay da buradayken, son günlerde basında yer alan haberlere gelelim... Aşk yaşadığınız söylentileri hakkında ne diyeceksiniz? 

- Selin Boronkay: Çağatay ile uzun bir suredir beraber çalışıyoruz. Güzel bir ekibiz diyebilirim. Ve çok doğru bir yolda ilerlediğimize inanıyorum . Best Model birinciliği ve ardından çok güzel dizi projesi ile son zamanlarda birçok genç kızın beğendiği bir model ve oyuncu oldu Çağatay. Çok daha başarılı olacağına inanıyorum . Fakat Facebook ve Twitter hesabı olmadığı halde, sahte kimlikli kişiler Çağatay adına hesap açıp genç kızlarla konuşmaya başladılar. Ben elimden geldiğince bu sahte hesapları kapatmaya çalıştım. Çünkü takdir edersiniz ki Çağatay’ın 14-17 yaş hayran kitlesi var. Ve o sahte hesaplar birçok genç kızı kandırabilirdi. Hayranları bana ulaşmaya başladılar. Onların isteği üzerine biz de fotoğraf çekip benim Facebook ve Twitter hesabımdan hayranlarına yolluyorduk. Fakat bir gazeteci arkadaşımız benim Facebook sayfamdan fotoğraflar alıp aşk hikayesi olarak haber yaptı. Daha sonra alışveriş merkezinde bir firmaya görüşmeye giderken fotoğrafımızı çekip “aşıklar yakalandı” haberi yapıldı. Aslında bizim beraber görünmemizden daha doğal ne olabilir ki? Tabii ki tüm görüşmelere ve davetlere beraber gitmemiz gerekiyor. Çıkan haberlere üzüldük fakat herkes alışsın; biz her zaman bir arada olacağız. 
- Çağatay Ulusoy: Selin Hanım, benim menajerim, ajansına bağlı olarak çalışıyorum. Aynı zamanda saygı ve sevgi çerçevesinde çok güzel bir dostluğumuz var. Set aralarında veya çalışmadığım günlerde yeni projeler için sürekli bir aradayız. Nasıl her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir eşi varsa, benim yanımda da hep Selin Hanım var. Her başarı bir ekip işidir. Bence biz birbirimizi tamamlıyoruz.


HAYRANLARIM BENİ
KİMSEYLE PAYLAŞAMIYOR
Çağatay, hayranlarından da büyük bir tepki geldiğini okudum, doğru mudur?

- Hayranlarımın çoğu bu habere inanmadı; çünkü Selin Boronkay’ın benim menajerim olduğunu biliyorlardı. Fakat bilmeyenler galiba beni kimseyle paylaşmak istemediler..


15 YAŞ FARK
BİRAZ FAZLA

Selin Hanım, bu aşk dedikoduları üzerine “sübyancı değilim” demişsiniz. Ama kendinden küçük kişilerle evlenen veya ilişki yaşayan pek çok ünlü var. Size bu durum ters mi geliyor? - S.B: Kimsenin ne yaşadığını da bilemezsiniz, saygı duymak lazım. Benim daha önce kendimden altı yaş küçük bir erkek arkadaşım da vardı ayrıca. Ve her zaman ilişkimin arkasında durdum. Fakat Çağatay’la ilgili haberler “Kendinden 15 yaş küçük sevgilisi” gibi başlıklarla çıkmaya başlayınca, bu durum ikimizi de üzdü. Aşkın yaşı yoktur derler, ben her zaman ona inanırım. Fakat Çağatay daha 20 yaşında. 15 yaş fark biraz fazla olabilir. Bir de “aşkın yaşı yoktur” derken, ekranlarda gördüğümüz çok yaş farkı olan ilişkileri uygun görmüyorum açıkçası.



Kaynak: Hürriyet / Röportaj: Cansu AYDIN

Aşkın Büyüsü

 Başrollerini Robert Pattinson ve Reese Witherspoon'un paylaştığı Aşkın Büyüsü çıkış haftasında sadece Amerika'da  $16,842,353 kazandırdı.


Bizi de filmdeki performansıyla büyüleyen Robert Pattinson, Jacob Jankowski, 23 yaşında, anne-babasının bir trafik kazasında öldüğü haberini aldığında Cornell Üniversitesi'nde veterinerlik bölümünün son sınavlarına hazırlık yapan bir öğrenciyi canlandırmaktadır.


İzlediğimizde çok beğendiğimiz bu filmi size tavsiye ediyoruz ve sizi filmin fragmanıyla başbaşa bırakıyoruz :)













"Fatmagül'ün Suçu Ne?" Sezon Finali Tahminimiz....

FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE?
Bu hafta "FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE" sezon finali yapıyor.Tahminlerimiz şöyle:
Selim ve Erdoğan  mahkemede yalan söyleyecek.Vural ise olayları anlatacak.Fatmagül olanları hatırlayınca (reklamda olduğu gibi) bayılacak.Mahkeme ertelenecek.Eve döndüklerinde Kerim Fatmagüle destek vermeye çalışacak.Ve Fatmagül Kerim'e sarılacak.

Anlaşılan Kerim ve Fatmagül İlişkisi İyi Yönde Gidiyor...

Merve Boluğur Röportajı



- " Acemi Cadı" daki Ayşegül. "Küçük Sırlar"daki adaşından çok farklıydı. Saf ve masum bir karakteri canlandırmak mı daha zor yoksa daha sivri köşeli olan Ayşegül'ü mü?
Eğitim almış olduğum Müjdat Gezen Sanat Merkezinde her türlü rolün altından nasıl başarıyla kalkacağımızı öğrendik. Her rolde farklı bir yönünü keşfediyorsun. Oyuncuda zaten mevcut olan renkler, farklı roller sayesinde açığa çıkıyor. Bazı oyuncular belli rollere daha yatkın olabiliyor. Benim için önemli olan farklı roller deneyerek kendimi zorlamak çünkü kendimi geliştirmeyi seviyorum.

-Küçük Sırlar'daki Ayşegül'ün daha renkli bir karakter olduğunu söyleyebilir miyiz?
Ayşegül çok zeki bir karakter. Aslında göründüğü kadar katı değil, içinde naif, duygusal bir tarafı da var. Fakat bunu örtbas edebilmeyi beceriyor. Aynı zamanda çok da dişi. Ayşegül'ün farklı katmanları ve derinliği var. Onu canlandırmak çok eğlenceli. Babası ortada yok ve anneden şefkat görmüyor. İkili ilişkilerinde çok mutlu olamamış bir karakter, dolayısı ile hırçın bir kişilik. Sevgiyi ancak hırçınlık yaparak elde edebileceğini düşünüyor. Ayşegül çok acı çektiği için, başına gelenlerin acısını bastırabıliyor ve başarıyla kamufle ediyor. Hassas tarafını ancak tek başına kaldığı zaman görebiliyoruz. Ben de bu karakteri çok seksi ve karizmatik buluyorum. Elimden geldiğince onu yansıtmaya çalışıyorum.

-Diziden arta kalan zamanını nasıl değerlendiriyorsun?
Bizim programımız oldukça yoğun. Ben elimden geldiğince uykumu almaya çalışıyorum. Hatta setin olmadığı tek günlük tatillerde, gün boyu uyuduğumu bilirim. Kendime vakit ayırıyorum. Sauna ve havuzdan faydalanarak bedenimi dinlendirmeye çalışıyorum. Fazla spor yaptığım söylenemez. Biraz da arkadaşlarımla ve ailemle vakit geçirip sosyalleşiyorum.

Cihangir mi, Nişantaşı mı, Boğaz mı?
Kesinlikle Nişantaşı! Doğma büyüme Teşvikiyeliyim. Orada çok rahat ediyorum. İstediğim zaman çıkıp dolaşabiliyorum.

Tatil planların varmı? Nereye gitmeyi planlıyorsun?
Çocuksu bir yönüm vardır. Bu yaz Dısneyland'e gitmek istiyorum! Bana oldukça iyi geleceğini düşünüyorum.

Seyahate çıkarken olmazsa olmazların neler?
Güneş gözlüğü, şapka, bikini, parmak arası terlikler ve pareo olmadan tatile çıkmam.

Cildinin çok güzel olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Özel bir bakım uyguluyor musun?
Cildimin pürüzsüzlüğü genetik olmalı Çünkü annemin de cildi çok güzeldir. Asla makyajımı silmeden yatmam, ara sıra buhar banyosu yaparım. Vücut yağları kullanmayı çok severim. Bedenimi nemlendirmeye özen gösteririm.

Güzel cildini güneşten nasıl koruyorsun?
Çok güneşlenmiyorum aslında. Yaşım küçükken bronzlaşmaya daha meraklıydım ama şimdi kendimi beyaz tenli olarak daha çok beğeniyorum.

Sette oyunculara çok fazla makyaj yapıyorlar. Senin günlük hayatta makyajla aran nasıl?
Mümkün olduğunca makyaj yapmıyorum. Benim zaten en sık kullandığım ürün kırmızı ruj, aynı Ayşegül gibi. Ama artık dudaklarım çok kuruduğu için onu bile kullanamıyorum. Ruju dizi setinde defalarca tazelemek gerekiyor. Günlük hayatımda cildimi dinlendirmem lazım.


Dizi setinde saatlerin çok yoğun geçtiğini tahmin ediyorum.Bu yoğun tempoda beslenmene dikkat edebiliyor musun?
Açıkçası ben, bol bol fast food yiyorum! Normal yemeklerle yeterli enerjiyi toplayamıyormuşum gibi geliyor. Çekim mekânları da sık sık değiştiği için istediğim yemeği her zaman bulamıyorum. Ara sıra salata da yiyorum. Ama genelde hamburger veya pizza tercih ediyorum. Bu tempoda biraz düzensiz besleniyorum aslında. Dizi setinde enerjim düşüyor ve onu geri kazanmam gerekiyor. Yemek yemeyi seven bir insanım, hayatımın hiçbir döneminde kendimi kısıtlamadım.

Yemek pişirmeyi sever misin?
Bir ara işim gereği Antakya'da yaşadım, orada bir evim vardı. Tatil günlerimde denemelerim oldu. Öğrenmek adına yemek yapmaya başladım, fena da sonuçlar almadım. O kadar iddialı değilim ama en azından pilav yapmayı öğrendim. Pratik yaptıkça daha iyi yemek yapacağıma inanıyorum. Yemek pişirmek çok keyifli.

"Küçük Sırlar" dizisi bitince, nasıl bir projede yer almak isterdin?
Her zaman daha farklı roller denemek istiyorum. Kendimi tekrar etmeyi asla istemem. Güçlü bir karakter oyuncusu olabilmeyi çok isterim. Eğer Türkiye'de doğru dürüst korku filmi çekiliyor olsaydı, bir vampiri canlandırmak isterdim.

Oyunculuğu nasıl seçtin?
Küçükken hayalim aslında oyuncu olmak değildi. Önce fotomodellikle başladım. Ardından bir sinema filmii teklifi geldi. Kendimi beyaz perdede izleyince bu işi yapmam gerektiğine karar verdim. O anda kendimi daha da ileriye taşımak isledim. Çalışma şartlarının zorluğu bile bana keyif veriyor. Sette ne kadar yorulsam da asla bıkmıyorum. Sevdiğim işi yaptığımı rahatlıkla söyleyebilirim.

Oyunculuk anlamında kendini nasıl besliyor, neler yapıyorsun?
Bol bol sinema filmi izliyorum. Oyunculuk hakkında kitaplar okuyorum. Oyuncu koçlarından faydalanıyorum. Oyunculuk ucu bucağı belli olmayan bir deniz gibi, kendini sürekli olarak yenilemen gerekiyor.

Sence aşkta mantığa yer var mıdır?
Aşk, aklın çok fazla müdahale edebileceği bir durum değil bence... Önemli olan bireyin kalbi. Fakat kadın ve erkeğin aynı çizgide durması,aynı standartlara sahip olması da gerekiyor. Bireyler gerek kafa,gerek kültür olarak aynı seviyede olmalı.

Alıntıdır***

15 Haziran 2011

Küçük Sırlar
















Fatmagül'ün Suçu Ne?

Her Perşembe seyircilerini ekran başına kilitleyen "Fatmagül'ün Suçu Ne?" bu hafta sezon finaliyle izleyicilerine kısa bir süreliğine veda edecek.
*Alıntıdır*
Kanal D’nin başrollerinde; Beren Saat ile Engin Akyürek’in oynadıkları, izlenme rekorları kıran dizisi “Fatmagül’ün Suçu Ne?” bu akşam, nefes nefese izlenecek sezon finali bölümü ile ekrana geliyor. Dizinin sezon finali bölümünde; Erdoğan, Selim ve Vural ilk duruşma sonunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. Bir kez daha yenildiğini hisseden Fatmagül de, bundan sonra olacaklardan korktuğu için pes ediyor.Fatmagül, aylar sonra duruşma salonunda, üzerine düşen kara gölgelere ilk kez bu kadar yakın, ilk kez onlardan hesap soracak kadar güçlüdür. Ama güneş hâlâ gölgelerin arkasında saklıdır. Erdoğan, Selim ve Vural ilk duruşma sonunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalırlar. Fatmagül bir kez daha yenildiğini hisseder. Bundan sonra olacaklardan korktuğu için pes eder. Ama Kerim’in pes etmeye hiç niyeti yoktur. Bu yenilgi Fatmagül ve Kerim’i birbirlerine daha da yaklaştıracaktır. Aynı gece, duruşmanın şokunu henüz atlamamışken, Kerim ortadan kaybolur. Erdoğan, Selim ve Vural dışarıdadır. Kerim, Fatmagül’ün hayatını değiştiren “o yer”de pusu kurmuş, cinayet yerine tekrar dönecek “o katilleri” beklemektedir. Çok geçmeden Kerim’in beklediği an gerçekleşir. O gece, “o yer”de yaşananların tek şahidi Mustafa olacaktır. Yapım : Ay YapımYapımcı : Kerem Çatay İdari Yapımcı : Mustafa ŞenYönetmen : Hilal SaralSenaryo : Ece Yörenç - Melek GençoğluSanat Yönetmeni : Nilgün NalçacıMüzik : Toygar IşıklıGörüntü Yönetmeni : Hüseyin TunçOyuncular : Beren Saat (Fatmagül), Engin Akyürek (Kerim), Sumru Yavrucuk (Ebe Nine), Musa Uzunlar (Reşat), Fırat Çelik (Mustafa), Murat Daltaban (Münir), Buğra Gülsoy (Vural), Kaan Taşaner (Erdoğan), Engin Öztürk (Selim), Deniz Türkali (Perihan), Seda Güven (Meltem), Veda Yurtsever İpek (Ender), Esra Dermancıoğlu (Mukaddes), Bülent Seyran (Rahmi), Aziz Sarvan (Turaner)

Şanslı Masa Güldürüyor!





Çarşamba akşamlarının vazgeçilmezlerinden olan “Şanslı Masa”, bu akşam da kahkaha dolu bir bölümle ekrana geliyor.Kanal D’nin büyük bir ilgi ve beğeniyle izlenen yarışma programı “Şanslı Masa” bu akşam da eğlence ve kahkaha dolu bir bölümle ekrana geliyor. Sinan Çalışkanoğlu ve Orçun Kaptan’ın moderatörlüğünü yaptıkları programda; bir mekânda, şanslı masayı seçip kameralarını gizleyen ekip, partneriyle birlikte yarışmacıyı belirliyor. Ve ansızın yarışmacıyı çağırıp, partnerinin haberi olmadan ona bir kulaklık veriyor. Bu sayede yarışmacı ile iletişim kuruluyor. Yarışmacıya görevler veriliyor ve akabinde de yarışma başlıyor. Yarışmacılar bazen karşısındakine yalanlar söylüyor, bazen de restoranın içinde şarkılar söylüyor. Karşısındakinin tahammül sınırlarını zorlayan yarışmacılar, etapları tamamlayıp büyük ödüle ulaşmaya çalışıyor. Ama bu sırada bunu sadece o biliyor. Bütün etapları geçen yarışmacı 5 bin TL’lik ödülün de sahibi oluyor. Eğlence ve kahkaha garantili yarışma programı “Şanslı Masa”yı kaçırmayın!

Muhteşem Yüzyıl Bu Akşam 23. Bölümüyle Ekranlarda

Bu akşam ekranlara gelecek olan Show TV'nin Muhteşem Yüzyılı tüm sevenlerini ekranları başına kilitleyecek.
Hürrem'i öldürdüğünü düşünen Gülşah gerçekte kimi öldürdü? Bu akşam 20:00'de Show TV'de.


SAKIN KAÇIRMAYIN!

22. Bölümde  Neler Oldu?


Süleyman’ın başka kadınlarla olmasını kaldıramayan Hürrem, yaşadığı acıyla daha fazla başa çıkamamaktadır. Hürrem Süleyman’dan, hediye olarak gönderilen Rus cariyeyi saraydan yollamasını ister. Aksi halde Hürrem, ölmek pahasına sarayı terk edecektir! Süleyman Hürrem’in bu cüretkâr talebi karşısında ne yapacak? Hürrem’in saraydaki parlak günleri sona mı eriyor?
Hürrem, elinde tuttuğu hançerle Süleyman’ın karşısına dikilmiştir. Süleyman’a hançeri uzatır ve kendisini oracıkta öldürüp yaşattığı acıdan kurtarmasını ister…
Halvet için hazırlanan Rus cariyeyi Hasoda’ya götüren Sümbül, cariyeyi Hünkar’a sunmak için Hürrem’in Hasoda’dan çıkmasını beklemektedir…
Hürrem dairesine döndüğünde eli kanlar içindedir. Hürrem’in halini gören Nigar ve Gülnihal, Rus cariyeye bir şey yaptığından korkarlar. Hürrem Gülnihal’e eşyalarını hazırlamasını söyler…
Mahidevran, Hürrem’in Hünkar’a Rus cariye gitmezse, kendisinin sarayı terk edeceğini söylediğini öğrenmiştir. Hürrem’in kendi sonunu getirdiğini düşünen Mahidevran bu gelişmeden oldukça mutludur. Valide ise, Hürrem’in Hünkar’dan böyle cüretkar bir talepte bulunabilmesinden rahatsızdır. Hürrem’in cüretine öfkeyle yaklaşan Süleyman, saraydan canlı çıkamazsa ölüsünün çıkacağını söyleyen Hürrem’in kararlılığının farkındadır.
Haremde tüm bunlar yaşanırken, İstanbul’da yaşayan büyük Venedik taciri Alvise Gritti, Venedik elçisi ile Süleyman’ın huzuruna çıkmak üzere saraya gelir. Süleyman ve İbrahim, aynı zamanda Venedik Kralı’nın oğlu olan bu beyefendinin garba dair bilgisinden etkilenir…
İbrahim Hatice’ye Gritti’nin ziyaretinden bahsederken, Victoria saklanıp konuşulanları dinleyecektir. Victoria duydukları üzerine Layoş’a, Gritti’nin Süleyman ve İbrahim ile kurduğu yakın ilişkinin, Osmanlı Venedik ittifakının habercisi olabileceğine dair bir mektup yazar…